Deprem bölgesinden Mersin’e gelen depremzedeler, Kredi Yurtlar Kurumu’nun (KYK) Mersin Kırkkaşık Kız Öğrenci Yurduna yerleştiriliyor.
Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerin olan, 6 Şubat’ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde evlerini kaybeden binlerce depremzedenin Mersin’e gelişleri sürüyor. KYK Genel Müdürlüğünün öğrenci yurtlarını depremzedelere açmasının ardından, yıkımın yaşandığı şehirlerden gelen depremzedeler, KYK Mersin Kırkkaşık Kız Öğrenci Yurdunda misafir edilmeye başlandı. Büyük bir yoğunluğun yaşandığı yurtta, KYK ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü görevlileri ile polis, depremzedelere yardımcı olmaya çalışırken, Mersinli birçok gönüllü de başta su olmak üzere börek, pasta gibi yiyecekler dağıtıyor. Belediyeler ise yurda giriş yapmak için bekleyen depremzedelere çorba ikram ediyor.
“Bütün mahalle buradayız”
Büyük çoğunluğu Hatay’ın İskenderun ve Antakya ilçelerinden gelen depremzedeler, deprem anında ve sonrasında yaşardıklarını İHA muhabirine anlattılar. Hatay’dan ailesiyle birlikte Mersin’e gelen ve dünden itibaren yurtta kalmaya başlayan Nevin Demir, yaşadıkları depremin kabus gibi olduğunu belirterek, “Çok kötü bir olay, anlatılır gibi değil. Mersin’de akrabalarımız var, onun için buraya geldik” dedi.
“Kabus gibi, anlatamam”
Hatay’daki evlerinin kullanılamaz hale geldiğini söyleyen Demir, “Evimize giremiyoruz, içinde kalınacak gibi değil, ama çökmedi. Çaresizce bekliyoruz. Ailemizle geldik, bütün mahalle buradayız. Şu anda yurtta kalıyoruz. Sonucumuz ne olacak bilmiyorum Depremde dayımın kızı öldü, kuzenlerim ailecek gittiler, toprak altından çekemediler bile. Kabus gibi, anlatamam” diyerek gözyaşı döktü.
“Yatakta kocam, kızım ve ben birbirimize sarıldık”
Çocukları ile birlikte İskenderun’dan gelerek dünden itibaren yurda yerleşen depremzede Aslı Açıl da deprem anında ‘öldük, bitti’ dediğini söyledi. Deprem anında yaşadıklarını anlatan 42 yaşındaki Açıl, “Bir sarsıntı oldu, kızım yanıma geldi. Yataktaydık zaten, kocam, kızım ve ben birbirimize sarıldık. Sarsıntı biraz yavaşladığında ikinci büyük bir sarsıntı daha geldi. O sırada artık duvarların üstümüze çökmesini bekliyordum. Benim evimde yıkım olmadı ama duvarlarımız patladı. Sarsıntı bitince alabildiğimiz kıyafetlerle birlikte dışarıya çıktık” ifadelerini kullandı.
“Nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı bilemedik”
Depremde halasının enkaz altında kalarak yaşamını yitirdiğini belirten Açıl, anne ve babasını da alarak sahile gittiklerini dile getirerek, “Ama orada da yollar çökmüştü, korktuk. Nereye gideceğimizi, ne yapacağımızı bilemedik. Bizim arabamız vardı ama dışarıda yağmur yağıyordu, ayakları çıplak insanlar vardı. İki gün boyunca soğukta arabanın içinde kalmaya çalıştık. Sonra İstanbul’daki kardeşim bize haber verdi ve Mersin’e geldik” şeklinde konuştu.
İskenderun’da durumun çok kötü olduğunu, yıkılmayan binaların da ağır hasarlı olduğunu belirten Açıl, “Biz şanslı olanlardanız ama Allah kimseye yaşatmasın” dedi.